İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan; Bugün halen yazarlık yapanlardan utanıyorum.

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, 28 Şubat post modern darbesine ilişkin O gün Nerede kaldınız.? diyen yazarların bugün halen yazarlık yapmasından ben utanıyorum.

688
İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan; Bugün halen yazarlık yapanlardan utanıyorum.

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan: 'Bugün halen yazarlık yapanlardan utanıyorum.

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, 28 Şubat  postmodern darbesine ilişkin, O gün Nerede
kaldınız?' diyen yazarların bugün halen yazarlık yapmasından ben utanıyorum.

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, 28 Şubat postmodern darbesi"ne ilişkin,O gün Nerede
kaldınız?' diyen yazarların bugün halen yazarlık yapmasından ben utanıyorum. O gün sessiz kalmakla
övünen, gününü gün eden iş adamlarının bugün halen iş adamı olmasından utanıyorum. dedi.

Turan, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından genel merkez binasında düzenlenen Türkiye'nin
Demokrasi Serüveni ve Yeni Anayasa programında, 28 Şubat müdahalesinin Türkiye'nin tüm
sosyolojik katmanlarına farklı bedeller ödettiğini söyledi.

Darbenin Türkiye'nin ekonomisine maliyetinin 380 milyar dolar olduğunu dile getiren Turan, Bunun
dışında 25 banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) devredildi. Yani o bankaların zararı bu
milletin sırtına, alın terine bedel olarak yazılmış oldu. Bir gecelik faiz yüzde 7 bin 500'ü buldu. diye
konuştu.

Turan, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile darbecileri koruyan geçici maddenin kaldırıldığını
aktararak, 28 Şubat'ın tek sorumlusunun asker olmadığını anlattı.

Askere Haydi artık ve Geç kaldınız. diyen yazarlar ve finansörlerle sessiz kalan siyasetçilerin de
sorumluluğunun bulunduğunu, toplumun 28 Şubat'a farklı görüş ve etkinliklerle hazırlandığını
belirten Turan, Ardından bu sert adımlar atıldı, acımasızca bir süreç başladı. Ancak o gün ;Nerede
kaldınız?diyen yazarların bugün halen yazarlık yapmasından ben utanıyorum. O gün sessiz kalmakla
övünen, gününü gün eden iş adamlarının bugün halen iş adamı olmasından utanıyorum." ifadelerini
kullandı.

Darbecilerden hesap sormadıkça bu ülkede bir daha darbe olmamasının garantisini sağlayamayız
diyen Turan, 2010 referandumunun bu kapsamda çok kıymetli bir adım olduğunu vurguladı.

Türkiye;de ilk darbelerin kaba, softa ve çok ucuz yöntemlerle gerçekleştirildiğinin altını çizen Turan,
şöyle devam etti: Sonra Türkiye'de teknoloji geliştiği gibi, zihinler dönüştüğü gibi darbeciler de
kendisini geliştirdi. Daha soft, daha farklı, daha ustaca yapılan darbelere şahitlik ettik. 28 Şubat'ın
halen darbe mi değil mi? olduğunu anlamayanlar var bu ülkede. Niye, askerin silahıyla çıkıp

dayatmadığını düşündüler, 1980 gibi. Daha öncekiler gibi olmadığını düşündüler. Oysa sonuç itibarıyla
hiçbir fark yoktu darbelerin. Osmanlı'da da darbe vardı ama Osmanlı'da padişahı yerinden kaldırıp
tekrar adım atan darbeciler meşru olmanın yolunu hanedanın üyesini oraya oturtmak olarak
gördüler. Yani bir padişah kaldırıldıysa onun oğlu, yakını oraya getirildi. Bir anlamda kendileri
açısından meşruiyet sağlanmış oldu. Ama Türkiy'de yeni dönem modern darbe anlayışında o kadar
sert, o kadar acımasız davranıldı ki bir adam alındı, idam edildi.


Kaynak: Haber Merkezi
Yorum Ekle
İsim
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.